Güneş Tutulması Neye İşarettir?
İnsanların korkularında kısa hafızalarının etkisi olduğu kadar ‘genetik’ hafızaların da önemli bir yeri var. 11 Ağustos 1999 tarihindeki tam güneş tutulmasından 6 gün sonra meydana gelen büyük depremin Güneş tutulmasıyla ilişkilendirilmesi atalarımızın genlerimizde bıraktığı bu korkuların derin izleriydi belkide. Yakın geçmişte meydana gelen deprem, güneş tutulmasıyla ilgili korkuları tetiklese de, dünya üzerinde bulunan birçok topluluk karanlık çağlardan gelen inançların da etkisiyle güneş tutulmasına her daim korkulan bir gökyüzü olayı olarak bakmış. Güneş tutulmasıyla ilgili batıl inançlar yalnıca depremle sınırlı değil. Anadolu’nun bazı bölgelerinde güneş tutulmasının uğursuzluk işareti olması ve ‘kötü şeyler’ olacağı beklentisine sıkça rastlanıyor. Güneş tutulduğunda davul çalmanın veya gürültü yapmanın kötülükleri uzak tuttuğuna inanılıyor.
Güneş tutulması, Güneş-Ay-Dünya üçlüsünün uzayda aynı düzlemde, aynı doğrultuda bulunmasıyla meydana gelir. Bu şekilde ay güneşle dünyanın arasına girer ve ışığı keser. Ayın gölgesi dünyaya yansır ve heryer karanlık olur. Eğer ayın dünya etrafındaki yörüngesi ile, dünyanın güneş etrafındaki yörüngesi aynı düzlemde olsa idi, her ay, güneş ve ay tutulmaları görülürdü. Normal olarak güneş tutulması senede iki ya da üç olmasına karşılık, nadiren daha fazla sayıda olabilir. 1935 yılında Güneş beş kere tutulmuştur. Güneşin tutulması en fazla 4 dakika sürer. 11 Temmuz 1990’daki güneş tutulması 7 dakika sürmüş ve 1973’ten beri gerçekleşen en uzun güneş tutulması olmuştur.
Güneş Tutulmasıyla İlgili Geçmişten Gelen Batıl İnançlar
Geçmişteki insan topluluklarının yazılı, yazısız kültür miraslarında Güneş ve Ay tutulmalarının sebebi hep doğaüstü güçlerle açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan tasvirlerde tutulmalar sırasında ya bir tanrı, ya bir kötü ruh veya uğursuz bir hayvan Güneş’i ya da Ay’ı söndürmeye, yok etmeye çalışmaktadır. Güneş tutulduğunda sürekli gürültü çıkartarak kötü ruhlar uzaklaştırılmaya çalışılmış, gökyüzünde görülmeyen canavara oklar fırlatılmış, korunmak için suya girilmiş, en korkunç olanı da insanların tanrılara kurban edilmesidir.
Milattan önceki dönemlerde Babil ve Milatlı astronomların güneş tutulma tarihini önceden tesbit etmeye çalıştıkları bilinmektedir. Mevcut kaynaklara göre, M.S. 2. yüzyılda güneş tutulması zamanını doğruya yakın hesaplayan kişi Mısırlı Clavde’dir. Bu kişinin geliştirdiği yöntem, tam kesin olmamakla beraber, güneş tutulmasının tarihini, saatini, süresini, kısmî ya da tam olup olmayacağını belirlemede 17. yüzyıla dek kullanılmıştır. M.Ö. 2500-3500 dönemine ait olduğu sanılan eski Hint ve Çin kaynaklarında güneş tutulması ile ilgili bilgilere rastlanmaktadır. Yine M.Ö. 2000 yıllarına dayanan bir Çin efsanesine göre güneş tutulması uğursuz sayıldığından, onu yutan ejderha atılan oklarla avlanmak isteniyordu. Bunun için de, astronomlar önceden güneş tutulmasının tarihini hesaplamak zorundaydı. Bu görevi yapmadıklarından, iki astronomun başının kral tarafından kesildiği rivayet edilmektedir.
Alman efsanelerinde Güneş ve Ay’ın Moongarm ve Fenris adlı iki kurt tarafından izlendiği, birbirleriyle kavgaya tutuştuklarında tutulmaların meydana geldiği yazılmıştır. Tuva Türkleri’ne göre parlayan güneş’in gündüz vakti karanlığa gömülmesinin nedeni güneşin bir ejderha tarafından yutulmasıydı. Bu yüzden, güneş tutulması sırasında olabildiğince gürültü yapılıyordu. Böylece Güneş’i yutan ejderha korkup kaçacaktı. Eskimo kültürüne göre, kardeş olan Ay ve Güneş birbirleriyle kavga ederler. Kavgadan sonra kaçan Güneş kardeş Ay tarafından yakalanır ve böylece güneş tutulması meydana gelir. Bazı Avrupa ülkelerinde halen inanılan batıl inançlar nedeniyle güneş tutulması sırasında hamile kadınlar ve küçük çocuklar eve kapanıyor.
Eski Yunan inançlarında, güneş tutulması kızgın tanrıların öfkesinin işaretiydi. Güneş tutulmasından sonra çeşitli doğal afet ve felaketlerle cezalandırılacaklarına inanıyorlardı. Güneş tutulmasına dair batıl inançlara Hindistan’da da rastlanıyor. Hint kültüründe Rahu ve Ketu olarak iki parçaya ayrılmış kötü ruh Vichnou, Ay yörüngesinin iki düğümüne yerleşerek Ay ve Güneş’i yok etmeye uğraşmaktadır. Güneş tutulmasının gerçekleştiği saatlerde tek bir insanın bile kalmadığı Hindistan sokakları, ancak tutulma sona erdiğinde normale dönüyor. Çünkü Hindular, tutulma sırasındaki Güneş ışınlarının zehirli olduğuna inanıyor. Maya kültüründe güneş tutulması güneş’i ısıran bir yılanla tasvir edilir. Mayalar hamile kadınlara güneş tutulmalarını izlemeleri halinde çocuklarının sakat doğacaklarını söylerlerdi. Aztekler güneş tutulması sırasında Tzitzimine adlı canavarın insanlığı yok etmek üzere yeryüzüne indiğine inanırlardı. Bu felaketten korunmanın tek çaresinin de insanları kurban etmek olduğuna inanılırdı.
Son Yorumlar