Ay’a Gerçekten Gidildi mi?
Astronot Neil Armstrong’un “Benim için küçük ama, insanlık için büyük adım” diye izah ettiği Ay’ayak basışının üzerinden yıllar geçmesine rağmen, uzunca bir süredir önemli sayıda insan, Amerika’nın 20 Temmuz günü Ay’a inmediği, Ay’a seyahatin düzmece olduğu, NASA’nın olayı baştan sona film stüdyosunda çektiğini iddia ediyor. Bu görüşü savunanlara göre Sovyet Rusya Sputnik’i fırlatarak, uzay yarışında Amerika’nın önüne geçince, ABD’de Rusya’nın bu başarısını gölgede bırakmak için böyle bir hileye başvurdu. Ay’dan çekilen fotoğrafların sahte olduğu, NASA’nın Ay filminin, Walt Disney prodüksiyonu olarak Hollywood stüdyolarında çekildiği, senaryonun bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke tarafından yazıldığı ve Stanley Kubrick’in de yönetmenlik yaptığı iddia edildi.
Astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’in 20 Temmuz 1969 günü saat 20:18’de Ay yüzeyine iniş yapmışlar ve bundan 6 saat sonra da Ay’a ayak basmışlardı. Ay’a ayak basan ilk insan Neil Armstrong olmuş, kısa süre sonra da Buzz Aldrin, Armstrong’a katılmıştı. İkili sonrasında ise yaklaşık 2,5 saatlerini keşfetmek, fotoğraf çekmek ve örnek toplamak için harcamışlardı.
Ay keşfinin gerçek olmadığı ve eğer gerçekse neden bugüne kadar Ay’da koloni kurulmadığı gibi birçok soru soruldu. Ay’a ayak basan ilk astronotların uzaya gönderildiği Apollo 11 görevinin, gerçek olmadığı ve hatta bir stüdyoda çekildiği gibi çeşitli eleştiriye maruz kaldı. Amerikan Başkanı John F. Kennedy, 1961 yılında Amerikalı astronotların Ay’a ayak basacağına dair söz vermişti. Kennedy yaptığı konuşmada, “Önümüzdeki 10 yıl içinde insanoğlunu 380 bin kilometre ötedeki Ay’a gönderip, sonra da geri getireceğiz” demişti. 1957’de Sputnik uydusunu uzaya göndermeyi başaran Sovyetler Birliği, Kennedy’nin konuşmasından kısa bir süre önce de Yuri Gagarin’i uzay seferine çıkarmıştı. Amerikan’ın yarışta öne geçmesi için tek çare, Ay’a ayak basmasıydı. Fakat 1960’ların ortalarına gelindiğinde ABD uzay yarışında hâlâ oldukça gerideydi. 1967’de ilk Apollo kapsülü fırlatma rampasında patlayıp yanmış ve 3 astronot hayatını kaybetmişti. Bu olaydan yalnızca 2 sene sonra ABD’nin 3 astronotu Ay’a gönderip sonra da geri getirebileceğine inanmak zordu.
Bu konuyla ilgili kitap yayınlayan ilk kişi Bill Kaysing adlı Amerikalı bir yazar oldu. 1974 yılında “Biz Asla Ay’a Gitmedik” adlı kitap yazdı ve ABD’nin Ay’a iniş hilesine dünyayı inandırmak için 30 milyar dolarlık bir program hazırladığını iddia etti. 1980’lerde İngiliz fotoğrafçı ve belgesel film yapımcısı David Percy Ay seyahatine ait fotoğraf ve filmlerin yer altındaki gizli bir stüdyoda üretilmiş hileli görüntüler olduğunu ileri sürdü. Percy, aya gidişin simgesine haline gelmiş olan bazı ünlü fotoğraflardaki ışık-gölge sapmalarından hareketle, Apollo Ay Programı sırasında bütün insanlığın kandırıldığı hileler yapıldığını söyledi. 2001 yılında Amerikan Fox Televizyonu’nda yapılan “Biz Gerçekten Ay’a İndik mi?” adlı programa katılanlar, 1960’lardaki teknolojinin Ay’a inmeyi sağlayacak kadar gelişmiş olmadığını ifade ettiler. ABD’nin Sovyet Rusya karşısındaki yarışta geride kaldığı için tüm dünyayı aldattığını iddia ettiler.
Avrupa Uzay Ajansı ESA’dan Rainer Kresken adlı uzay mühendisi ise Ay’a inişe inanmayanlara karşı şunu söylüyor:”Sovyetler Birliği’nin elinde her türlü teknik imkân bulunmaktaydı. NASA’nın Ay seferi sahte olsaydı, Sovyetler bunu mutlaka bulup çıkarır ve dünyaya ilan ederdi.” Ay’a gidildiğine inanmayanlara göre dünyaya getirilen ay taşları, Apollo’nun Ay’a götürdüğü lazer yansıtıcıları, fotoğraflarda zeminde görülen Ay kapsülü Eagle’a ait izler tamamen düzmece. Bu yalanı ortaya çıkaran en önemli kanıt ise fotoğraflarda yer alan Amerikan bayrağının aynı şerit ve yıldızlar üzerinden, hiç şekil değiştirmeden dalgalanıyor olması. Kresken bu iddiaya şöyle yanıt veriyor: “Velev ki, bu sahne stüdyoda çekildi. Bayrağı neden o şekilde dalgalandırsınlar?” Kresken’e göre yıldızların görünmemesinin sebebi ise Ay üzerinde Güneş’in parlaması ve astronot giysilerinin de fazla parlak olması. Aslında atmosfer olmadığı halde, çıplak gözle görülebilecek yıldızlar, kamera görüntülerinde diğer aydınlık objeler sebebiyle uzay karanlığında silindi.
Ay’a seyahatin orijinal görüntülerini incelemek isteyen bilim adamı John Sarkassian’a NASA “görüntüleri bulamıyoruz!” diye yanıt verdi. Orijinal görüntülerin, NASA’nın Maryland’deki üssünde kaybolduğu açıklandı. Orjinal görüntüdeki bazı teknik hataların 1970’lerin teknolojisiyle anlaşılamamasına rağmen 2000’lerin bilgisayar teknolojisi sayesinde bu çekim hatalarının çözülebileceğinden korkan NASA’nın orjinalleri kaybettik diyerek yeni bir örtbasa giriştiği öne sürüldü .”ABD Ay’a gitmedi” tezini savunanlara göre NASA sırrını örtbas etmek için görüntüleri ortadan kaldırdı. Orjinal video ve ses kayıtları üzerinde defalarca inceleme yapan çok sayıda kuruluş Aya iniş sırasında gerçekleşen canlı görüntülerde onlarca sahte bölümlerin yer aldığını ileri sürdü. Özellikle ışık kaynağı ve gölgelerin bir birini tutmadığı, hatta çoğu yerlerde montaj bulunduğunu delillerle ortaya koydular. Orjinal görüntülerin kaybolma nedenin de bu olduğunu söylüyorlar. Yani orjinal olan, ilk görüntülerdeki sahteliğin üstünü örtmek için görüntüler resmen kaybettirildi. Böylece montaj sorumluluğunu kimse almamış olacaktı. Tüm bunların ardından orijinaller kaybolmadı diyen NASA’nın Ay’a gidişin 40. yılı nedeniyle verdiği görüntülerin bilgisayar ile oynanarak çekim hataları düzeltilmiş yeni kopyalar olduğu belirtiliyor. Buna göre NASA Neil Armstrong’un ünlü adımını gösteren görüntüleri dijital ortama aktararak onardı ve yayınladı. NASA’nın görüntüleri Lowry Digital firması tarafından sayısal ve yüksek çözünürlükle dijital ortama aktarıldı. CBS ise Houston’daki arşivlerinde 20 Temmuz 1969’da naklen yayınlanan yüksek kalitede ve gerçek zamanlı görüntüleri bulduğunu ve bu görüntüleri NASA arşivlerindekilerle birleştirerek yeniden kaydettiklerini açıkladı.
Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin uzay programı çalışmalarından sorumlu bilim adamları ABD’nin 1969 yılında uzaydan yayınladığı görüntülerin, stüdyoda çekilmiş bir hollywood filminden ibaret olduğunu ileri sürüyorlar. Özellikle Rus bilim adamları ABD’nin aya iniş yapma konusunu ironik bir biçimde değerlendiriyor. Ruslara göre Amerikan‘ın Aya inme yalanı yasak bölge adıyla bilinen Area 51‘ci bölgede planlanmıştı. ABD ve Rusya arasında son yıllarda soğuk savaş yıllarına benzer şekilde gerilen ilişkiler Ay’a iniş tartışmalarına kadar uzadı. Herşey Amerikan’nın Rusya’nın Doğu Avrupa ülkelerine savunma amaçlı orta menzilli füze göndereceğinin ortaya çıkmasıyla başladı. Rusya 40 kıtalararası menzilli füzeyi askeri envanterine ekleyeceğini açıklayarak karşı hamlede bulundu. NATO’yla ilişkileri kopma noktasına gelen Moskova yönetimi bu kez NASA’nın 1969 yılında Ay’a ilk insanlı uçuşunun gerçekliği üzerine kuşku uyandırarak yeni bir hamle yaptı. Rusya hükümeti soruşturma komisyonu sözcüsü Vladimir Markin yazdığı bir makalede Neil Amstrong’un Ay’a ayak basma görüntülerinin gerçekliği konusunda kuşkular olduğunu, Ay’a inişin orjinal görüntülerinin kaybolduğunu ve Ay’dan alındığı söylenen kayaların yerinin belli olmadığını ifade ederek uluslararası bir soruşturma komisyonu kurularak gerçeklerin araştırılması gerektiğini söyledi.
Ay keşfinin gerçek olmadığını ileri sürenlerin itirazları şöyle:
• Ay’a gitmek bugünkü teknoloji ile mümkün olsa bile Ay’dan geri dönmek mümkün değildir.
• 1969 yılında Ay’a insan gönderen ABD aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen neden bir daha gönderemiyor? O zamanki teknoloji ile Ay’a gidildiyse, uzay savaşlarının konuşulduğu günümüzde Ay istasyonları, ay üslerinin olması gerekmez miydi?
• Uzay binlerce kilometre hızla ilerleyen çok küçük meteor parçacıklarıyla dolu. O zaman uzay aracı daha Ay’a ulaşmadan neden bu meteorlar tarafından parçalanmadı?
• Astronotlar neden Dünya’nın çevresini saran Van Allen manyetik kuşaklarının içerdiği radyasyondan dolayı ölmediler?
• Ay modülü Ay’a iniş yaparken, modülün alt kısmında oluşması gereken krater nerde?
• Astronotların Ay’ın yüzeyine inerken fotoğrafını kim çekti?
•70 kilo olan Neil Armstrong, yüzeyde derin izler bırakırken, uzay aracı neden hiçbir iz bırakmıyor?
• İniş modülü kum üzerinde hiçbir iz bırakmadan duruyordu. Halbuki hemen yanıbaşında astronotların kumdaki ayak izlerini görmek mümkündü.
• Astronot gölgede kalmasına rağmen nasıl bu kadar net ve parlak görülüyor?
• Ay’dan getirilen kaya parçaları Antarktika’ya yapılan bilimsel keşif gezilerinden toplanan kaya parçaları ile aynı.
• Ay’daki yerçekimi Dünya’dakinin 1/6’i kadar. Peki görüntülerde zıpladığı görülen astronatlar zıpladığında neden bir adımdan öteye gidemiyor?
• Ay’ın yüzeyinde çekilmiş olan bu fotoğrafta kapkaranlık bir gökyüzü görülüyor. Ancak yıldızlardan eser yok.
• Güneş gibi çok uzak bir ışık kaynağından bu kadar güçlü bir ışık gelip de taşların bu şekilde gölge yapmasına neden olamaz. Ama stüdyodaki spotlar yapabilir.
• Aydaki tek ışık kaynağı güneşken astronot resimlerindeki gölgeler ışık kaynağının çok farklı yönlerden geldiğini gösteriyor ve profesyonel fotoğrafçılar bunun ancak ışıklandırma ile mümkün olacağını söylüyorlar.
• Astronotlar atmosferin olmadığı uzay boşluğunda iken, neden ABD bayrağı hafif bir esinti varmış gibi dalgalanıyor?
• Ay’ın yüzeyindeki atmosfer sıcaklığı 280 fahrenhayt (137.7 santigrat). Bu sıcaklığa Dünya’da kullandığımız hiçbir eşya dayanamaz. Öyleyse, fotoğrafların çekildiği kamera neden erimedi?
• Ay modülü Ay yüzeyinden havalandığında roketlerden neden hiç alev çıkmadı?
Ay’da zorumuza giden olaylar olmuş olabilir, Ezan okuyan uzaylı, bizi karşılayan gruplar, Ay’daki dev gemi enkazı, şehir harabeleri, kurulmuş koloniler, yaşayan mülteci uzaylılar vs. vs. İnsan bencil tür olduğundan bu hakikatler işimize gelmez. Yoksa kargaşalarımız diner. Bir zümre nemalanamaz. Onun için gerçekler kapatılıp suni resimler stüdyo vs konulmuş olabilir.
Aya gidenlerin gölgelerin kontrol edebilirseniz bence edin çünkü ışık önde oluyor fakat astronotun gölgesi farklı yerde oluyor arkasında olması gerekirken sağda solda dolaşıyor.
ABD yönetimi hertürlü emperyalist yalanları ortaya atabilecek ve 11 eylül olayında olduğu gibi dünyayı aldatmak için hertürlü sahtekarlığı yapabilecek tıynette bir yönetimdir.Bu nedenle Aya gidilmediği olasılığı üzerinde dikkatle durulmalıdır.Ben o gün 1969 temmuzunda Hakkari de Yedek Subaylık görevini yapıyordum. Sanırım 1967 veya 1968 yılında İstanbulda izlediğim bir konferansta bir bilim adamı Aya gidilemeyeceğini Aya ayak basıldığı ve orada incelemeler yapıldığında büyük infilaklar olabileceğini iddia etmişti.