Hayalet Gemi Ourang Medan’a Ne Oldu?
Ourang Medan bir Hollanda kargo gemisiydi ve Endonezya sularında içerisinde mürettebatıyla birlikte suların derinliklerine gömüldü hem de arkasında açıklanamayan pekçok soru bırakarak. Bu gemideki tüm mürettebat, köpeklerde olmak üzere suratlarındaki korku dolu ifadelerle bulundular. Bir çok insan onları UFO’nun ya da gökyüzünden gelen hayaletlerin öldürdüğünü düşünüyor. Ya da gemide kimyasal bir zehirlenme olmuş olabilir. Hatta bu gemi hiç var olmamış bile olabilir. Mürettebatın son sözleri ‘ölüyorum’ oldu. Gemiye açık denizde sürüklenirken ulaşıldığında tüm mürettebatın cesetleri yerde taş kesilmiş şekilde yatıyordu. Cesetlerde herhangi bir yaralanma izi yoktu. Tüm cesetler elleriyle işaret ederek güneşe bakmakta, ağızları sonuna kadar açılmış, yüzlerinde korku ifadesiyle durmaktadır. Ancak bu gizemi cesetlere ulaşıldıktan hemen sonra meydana gelen yangın ve patlama takip edecekti.
Ourang Medan gemisinden Mors alfabesiyle geçilen mesaj öyleydi:“Kaptan dâhil tüm mürettebat öldü. Cesetler harita odasında ve güvertedeler. Ben de ölüyorum “. Mesajın ardından ‘Silver Star’ adlı kurtarma ekibini taşıyan gemi çağrının geldiği gemiye ulaşmak için harekete geçti. Saatler sonra çağrının geldiği gemiye ulaşıldı. Gemide herhangi bir hareket yoktu. Silver Star’ın yaklaşmasına rağmen gemiden gelen herhangi bir sinyal de yoktu. Gemiye çıkmaya karar veren kaptan ve mürettebatın karşılaşacakları korkunç manzarayla ilgili hiçbir fikirleri yoktu. Cesetlerin yüzünde ‘dehşete düşmüş’ ifade vardı. Hepsinin gözleri açıktı, adeta kollarıyla bir şeyden kurtulmaya çalışıyorlardı. Kaptan köşküne çıktıklarında bir kez daha şok oldular. Yardım mesajını gönderen mürettebat oturduğu yerde ölmüş ve parmağı telgrafın üzerinde durmaktaydı. Silver Star’ın kaptanı gemiyi limana çekmeye karar veren kaptan bir anda mürettebatının çığlıklarıyla irkildi. Alt kamaralardan yükselen yoğun bir duman tüm gemiyi kaplamıştı. Yangın çıktığını gören mürettebat kısa sürede gemiyi terk etti. Bu sırada büyük bir patlama oldu ve geriye çözülmemiş birçok soru bırarak battı.
Olayın ardından birçok araştırmacı bu olayı çözmek için haraekete geçti ve işe resmi kayıtlardan başladılar. Ancak olay daha da tuhaflaşmaya başladı. Çünkü Ourang Medan adlı geminin var olduğunu gösteren resmi bir kayıt yoktu. Olayı çözmeyi kararlı olan Tarihçi Roy Bainton 1824-1962 tarihleri arasında meydana gelen gemi kazalarının olduğu Denizdeki Felaketler Sözlüğü’nü inceledi. Bir iz bulamadı. Bunun üzerine İngiltere Krallığı Amiralliği ile iletişime geçti. Greenwich’teki Ulusal Denizcilik Müzesi’nin arşivine başvurdu. Burada da herhangi bir kayıt yoktu. Bunun üzerine Amsterdam’daki denizcilik kayıtlarını inceledi ancak Burada da bir kayıt bulamadı. Edindiği bazı bilgileri dosyalaştırarak uzunca süredir Ourang Medan’ın gizemini çözmeye çalışan Alman Profesör Theodor Siersdorfer’a iletti. Profesör, Bainton’a Otto Mielke tarafından yazılan “Güney Denizi’ndeki Hayalet Gemi” adlı kitabı gönderdi. İddiaya göre gemide meydana gelen yangın ve patlama kaçak kimyasal maddelerden meydana gelmişti. Gemideki kimyasal maddeler Japonya’nın gizli deneyler yapan servisi Birim 731’in biyolojik silahıydı. 1953 yılında ise UFO araştırmacıları Robert V. Hulse ve Frank Edwards mürettebatın sebebi bilinmeyen bir gerekçeyle uzaylılar tarafından hipnotize edilerek öldürüldüğünü öne sürdüler. Bu iddialarını UFO Dosyası kitaplarında ve Fate Dergisi’nde yayınladılar. Konuyla ilgili birçok iddia ortaya atılmasına rağmen Ourang Medan’ın gizemi hiç bir zaman tam olarak çözülememiştir.
Son Yorumlar