Burçlara Göre Bebeğin Cinsiyetini Belirlemek Mümkün mü? Bebek Cinsiyetini Belirleme Yöntemleri
Bebeğin cinsiyetini belirlemek için ne yapmalı? Doğacak bebeğin cinsiyetini belirleyebilmek için, cinsel birleşme belli bir saatte, Ay’ın astrolojik konumuna göre yapılabilir mi? Kadınların periyodik hallerinin bu konuyla bağlantısı var mıdır? Ay Dönemleri, doğum kontrolunu kolaylaştırabilir mi? Ve daha da önemlisi, astrolojik analizler yaparak doğumsal kusurları önlemek için, en iyi cinsel birleşme zamanı seçilebilirmi? Astrologlara göre Ay’ın pozisyonu ve hareketleri kişilikten bebek cinsiyetine kadar birçok konuda insanları etkiliyor. Ay’ın hamile kalınan andaki konumuna bağlı olarak bebeğin cinsiyetinin belirlenebileceğini savunuluyor. Ayrıca gebe kalma anındaki gezegenlerin konfigürasyonları embriyoyu ve hormonları etkiliyor. Bir kadının hamile kalma anı ise tamamen kendi doğum anıyla ilgili. Kendi doğum anındaki Ay ve Güneş arasındaki ritim ve açı, hamile kalacağı dönemi de belirlemede rol oynuyor. Kendi ay döngünüzü anlayabilmek için ayın sizin periyodunuzu nasıl etkilediğini belirlemeniz gerekir. Ortalama adet süresi 28 günden ibarettir ve 2 yeni ay oluşumu arasında geçen süreye eşittir. Ay döngüsüne göre hamile kalma, sizin doğduğunuz gündeki ayın döngüsüyle bağlantılıdır. Bu döngüye göre siz doğduğunuz gün ay hangi şeklindeyse, bebek yapmaya çalışırken aynı gün hamile kalma olasılığınız daha fazladır. Yani Ay aynı şeklinde ve döngü sırasında olmalıdır. Doğduğunuzdaki Ay döngüsünün hormonlar ve biyokimyasallar üzerinde bir etkisi olduğuna inanılmaktadır. Doğduğunuz gündeki Ay döngüsünü belirlemek için eski takvimleri kullanabilirsiniz. Ay döngüsünü belirlemek en üretken olduğunuz günlerin yanı sıra bebeğin cinsiyetini belirlemede de yardımcı olabilir. Gebe kalma olasılığının en yüksek olduğu günleri hem Ay döngüsünü hem de kendi periyodunuzu izleyerek bulabilirsiniz.
Bebek Cinsiyeti Nasıl Belirlenir?
Araştırmalarına 1956 senesinde başlayan Çek psikiyatr ve jinekolog Dr. Eugene Jonas’ın çıkış noktası tesadüfen rasladığı antik bir Babil-Asur taş yazmasıydı. Kadınların hamilelik dönemlerinin, Ay evreleriyle ilişkisi olduğu anlatılıyordu. Fakat eski astrologlar Ay’ın evreleri hakkında daha geniş bir açıklama bırakmamışlardı ya da bulunamamıştı. Jonas, buna rağmen yılmadı ve çalışmalarına devam etti. Jonas yaptığı testleri desteklemek amacıyla güvenilir tıbbi referanslar kullandı; kozmobiyologlardan ve astrologlardan oluşan bir ekip kurdu. Kozmobiyologlarların gözlemlerine göre, kozmik koşullar ve güç alanları herşeyi etkiliyordu ve bu düşünceye bilim adamları ve özellikle de fizikçiler katılıyordu. Günümüzün önemli kozmobiyologlarından Reinhold Ebertein şöyle diyor; “Astroloji meraklıları bilimsel araştırmalara ve özellikle istatistiklere çekinerek yaklaşıyorlar, oysa kozmobiyolojik her tür çalışma ve metodoloji daha fazla bilgi sağlıyor ve doğru sonuçların ortaya çıkmasına yardımcı oluyor.” Jonas, önce güneş lekelerinin insan hayatını nasıl etkilediğini araştırırken, astrolojik ve astronomik çalışmalar yaptı. Hipokrat’tan Kepler’e uzanan pratik astrolojiyi inceledi; tüm bu araştırma döneminin sonunda, Ay’ın evreleri ile hamilelik arasında doğrusal bir ilişkinin bulunduğundan emin oldu. Asur-Babil taş yazmasını keşfettikten sonra, Jonas, çeşitli doğum haritaları ya da kozmobiyologların ifadesiyle “Kozmogramlar” çizdi ve bunları gebelik örnekleriyle karşılaştı ve kendi tabiriyle gebelikle ilgili “İlk Üç Ana Kural” ı belirledi. Seksüel eylem ve ceninin oluşması kesinlikle formüle edilebilirdi. Üç kural şöyleydi;
1. Bir kadının gebe kalma anı, Ay ve Güneş’in ritmi ve de Güneş’le Ay’ın açılarıyla ilişkilidir; burada kadının kendi doğum anı dikkate alınmalıdır.
2. Çocuğun cinsiyeti, Ay’ın gebe kalma anındaki pozisyonu ile ilgilidir.
3. Gebe kalma anındaki doğal gezegen konfigürasyonları, embriyonu etkiler.
Eğer bir kadın, örneğin Yeni Ay’da doğduysa, her Yeni Ay döneminde gebe kalacaktır. Eğer bir kadın, Yeni Ay’dan 5 gün sonra Ay’la, Güneşin birbirlerine 60′ açı yaptıkları bir anda doğduysa, aynı açının ve konumun tekrarında, periyodik dönemi tekrarlanacaktır. Ayın ve Güneş’in doğum anınızda nerede olduğunu bilmiyorsanız, elbette ki deneyimli bir astroloğa başvurmanız gerekir, eğer ona doğru doğum bilgilerini yani tarih, zaman ve yer bilgilerini verebiliyorsanız, astrolog söz konusu kozmik konumları size verecektir. Jonas sistemine göre, bir kadın kozmo-gebelik dönemine Ay/Güneş dönüşlerinin 2 gün öncesinde girmektedir. Eğer kadın, bu metodu gebeliği önlemek olarak kullanıyorsa, sakınma pratiği yapmalıdır yani bir tür doğum kontrolu, sözkonusu açının 36 saat öncesinde ve 12 saat sonrasında yapılmalıdır. Avustralyalı Francesca Naish, özel bir çalışma yaptı ve gebelik tarihlerini belirleyerek, olası hataların güvenlik sınırlarını, yumurta ve spermlerin yaşam sürelerini tesbit etti. 4 günlük Ay periyodlarında oluşan sonuçların her ay ya da 29.5 günde bir tekrarlanmaları verileri destekliyordu. Yumurtlamanın kökeninde, aybaşı dönemlerinde oluşan hormonal değişimleri Ay etkilemektedir ve aynı etki stres ve sağlığı da kapsamaktadır. Öte yandan Ay Dönemi, sabit olarak senede 12-13 kez tekrarlanır; Aybaşı periyodlarında oluşan gebelik olaylarının sebebi, raslantısal olarak Ay Dönemleri ile karşılaşmaktır. Bir kadın bir ayın içersinde iki kez gebelik dönemi yaşayabilir ve bunu bilirse avantaj ya da sakınmak için kullanabilir.
Dönemlerin gözlemini yapan Dr. Kurt Rechnitz’ın çalışmalarını geliştiren Jonas, iddiaların % 98 kesin olduklarını söylüyor ve sonucun vücuttaki temel ısının kontrol edilmesi yöntemiyle kesin olarak desteklendiğini belirtiyordu. Astrolog Francesca Naish, Ay Döneminin eğer iki dönem raslantısal olarak çakışmıyorsa dönemin bir potansiyel olarak kalacağını ve sadece yumurtanın serbest kalacağını söylüyordu. Bununla birlikte, hamileliği bu yolla önlemek mümkün değildir fakat Ay Dönemlerinde sakınılması doğru bir iştir. Gebe kalma anında Ay’ın yeri, maskülin ya da Yang (Ateş-Hava) ise, çocuk erkek olacaktır; aksine feminen veya Ying (Toprak-Su) ise kız olacaktır. Ay’ın burçlardaki kalış süresi, yaklaşık olarak 2-2.5 gündür. Yani hesaplar buna göre yapılacaktır, Ay Dönemlerinin iyi hesaplanması sonucunda ortaya çıkarılacak olan Ay Burcuna göre ayarlanacak olan gebelik anı, önceden belirlenebilir. Astrolojik takvimler ya da özel tablolar Ay’ın hangi anda burç değiştirdiğini kesin olarak verirler; bu malzeme yurt dışında ilgili mağazalarda bulunmaktadır. Özetle; bir astrolog aracılığı ile Ay evreleri hesaplanacak, anne adayının doğum anı da öğrenildikten sonra istenilen tarih belirlenecek, evrelere göre cinsiyet tercihi yapıldıktan sonra, gebe kalma anı kesinleşecektir. Mısırlı bir Egyptolog olan Dr. Balogh Naish’a göre, Dr. Jonas’ın yöntemi eski Mısırlılar’dan aittir ve en az 5000 yıllıktır. Jonas’ın metodu biliniyor ama yine de işin püf noktalarını kimse bilmiyor, diyor. Naish, dünyanın magnetik alanının Ay evrelerinden etkilendiğini ve spermlerin taşıdığı erkek ve kadın kromozomlarının da aynı etkinin altında kaldığını söylüyordu. Sheila ve Lynn Schroeder tarafından yönetilen Astrolojik Doğum Kontrol Merkezi’nde Jonas’ın çalışmaları batı dünyasının dikkatlerine sunuldu; sunuşta Ay Burcu seçimlerinde başarı oranının % 98 olduğu belirtildi. Kontrol Merkezi’nden E.R. Schweigert, Ay’ın farklı burçlardan geçerken rahimdeki asidasyonun ya da alkalin oranının değiştiğinin spermlerdeki sedimentasyon sayımlarında belirlendiğini söylüyordu. Astrolojik Tıp Ansiklopedisi’nin yazarı olan H. L. Cornell, herkesin tıbbi astrolojiyle ilgilenmesini söylüyor ve şunları yazıyor; “Bir yıldız haritası üzerinde çalışmakla kişinin karakterini ve mizacını öğrenebilir aynı zamanda da hastalıkları teşhis edebiliriz, doğum haritasında bu noktalar çok belirgindir. Astrolojik hesaplamaları kullanarak, dört çocuğumun doğum tarihlerini ve cinsiyetlerini önceden belirledim ve belirlemelerim doktorların verdiklerini tarihlerin hiçbirisine uymadı ama sonuçta benim istediklerim gerçekleşti.”
Jonas araştırmalarının sonuçlarını açıklamak ve tanımlamak için zorlu bir mücadele verdi. Önce tezini tüm detayları ile birlikte Macar ve Çek Bilim Akademi’lerine sundu.İilk başlarda çalışmalarını sürdürmesi için teşvik edildi ve Jonas sağlanan bir fonla araştırmalara devam etti. Fakat daha sonra fon sebep gösterilmeden durduruldu. 1960 yılında Dr. Aurel Hudcovic, Jonas’ı destekledi ve onun kuramlarını Bratislava Jinekoloji Kliniği’niğinde tanıttı. Kliniğe davet edilen Jonas, elde ettiği sonuçları, hamile kadınların cinsel ilişki bilgileriyle karşılaştırarak, doğacak çocukların cinsiyetlerini tahmin etti, 100 doğumda başarılı tahmin oranı 83’idi, bu sonuca gebe kalma dönemlerinin astro haritalarını hesaplayarak varmıştı. Benzer ikinci bir tur çalışmada, başarı oranını % 98’e yükseltti. Sonuçların duyulmasının ardından, Çekoslovakya, Macaristan ve Almanya’dan binlerce mektup gelmeye başladı; kadınlar hamile kalma, cinsiyet belirleme ve doğum kontrolu konularında yardım istiyorlardı. Kozmogramlar çizildi, programlar yapıldı, Jonas seyahatlara başladı, dersler ve konferanslar veriyor, bioritmin ana fikrini anlatıyordu. Basında Jonas’ın çalışmaları peşpeşe yayınlanıyor, ilgi artıyordu. Ama daha öncelerde Jonas’ın bölüm şefi olarak çalıştığı TBC Psikiyatri Kliniği, tavır alarak hastalarının onunla görüşmelerini engellemeye başladı; Mesaj belliydi; psikiyatr veya astrolog olunabilirdi ama ikisi birden olunamazdı. Bu engelleme etkili oldu ve projesini geliştirmek için fon arayışları boşa çıkmaya başladı, birçok finans kurumu doktoru deli olarak tanımlıyorlardı. Arayışlarından sonuç alamayınca Dr.Jonas Macaristan’a döndü ama burada da sorunlarla karşılaştı ve akıl sağlığının yerinde olup olmadığı tartışılınca, bir dizi teste tabi tutuldu. Bu arada ilk kitabını yayınladı; “Çocuğunuzun Cinsiyetini Önceden Tahmin Edin” adlı kitabı 6 dile çevrildi. Buna rağmen hiçbir maddi kazanç sağlayamadı. Ama işin aslına bakılırsa, sadece bir avuç meslektaşı Jonas’ı mahkum etti ya da destekledi. 1968’de Çek Sağlık Bakanlığı Astra Araştırma Merkezi’ni kurdu ve planlı evebeynliği teşvik etti. Açılışından 2 ay sonra Astra, 9000 Kozmogram yayınladı, bu arada Jonas’ın fikirleri ABD’ye taşındı. Ostrander ve Schoreader “Demir Perde’nin ve Sonrasının Ardındaki Fizikötesi Keşifler” ve “Doğal Doğum Kontrolu” adlı kitaplarında Jonas’ın çalışmalarını anlattılar. Dr. Schweigart Viyana’da açılan Uluslararası Astra Merkezi’nde, Dr. Jonas’ın ve Dr. Reichnitz’ın Ay Evreleri Kuramı’nın tekrarlanmaya başlayan olaylarla çoktan kanıtlandığı açıkladı. Dr. Schweigart şöyle diyordu; “Kendimizi raslantısal hissediyoruz ama eğer bu olaylar başladıysa evrensellik kabul edilecek ya da reddedilecektir. Belki gelecek kuşaklar bunu ellerinde tutacaklar. İnsanlık tarihi boyunca, yeni bilgilerin geçerli dünya görüşüyle çarpıştığı sık görülmüştür. Ama eninde sonunda değişen şey, daima tutucu zihniyetler olmuştur.
Bende programlı hamile kalmak istiyorum ne olur yardımcı olun