Hz İsa Evli miydi?
Papa II. Jean Paul’un ölmeden önce Dan Brown’ın ‘Da Vinci Şifresi’ adlı kitabındaki iddialara karşı açtığı savaşın temeli, aslında 1945 yılında Mısır’ın Nag Hammadi kentinde kayalıklar arasında bulunan kutsal el yazmalarıyla başlamıştı. Nag Hammadi belgeleri, Hıristiyanlık dünyasında büyük bir tartışma başlamasına sebep olmuştu. Belgeler, havarilerden birinin ‘Magdalalı Meryem’ olduğunu, Magdalalı ile Hz İsa ‘nın evlendiğini, bu evlilikten bir çocuklarının dünyaya geldiğini ileri sürüyordu.
Nag Hammadi’de ortaya çıkarılan belgelerin Yunanca el yazmalarının 1500 yıllık Kıpti çevirileri olduğu anlaşıldı. Tahminlere göre milattan sonra 120 ile 150 yıllarında Yunanca olarak yazılmış Filippos sureleri ve diğer yazıtlar, MS 350 ile 400 yıllarında Kıptice’ye çevrilmişti. 1982’de Michael Baigent, Henry Lincoln ve Richard Leigh imzasıyla çıkan ‘Kutsal Kan, Kutsal Kase’ adlı kitapta Hıristiyanlığın ‘Kutsal Kase’ sırrının Magdalalı Meryem olabileceği öne sürülüyordu. İşte bu kitap Dan Brown’un ‘Da Vinci Şifresi’ romanına da esin kaynağı oldu. Prof. James Robinson, Nag Hammadi belgeleri için ‘Matta, Luka, Markos ve Yuhanna’nın İncilleri, bir çeşit İsa biyografisidir. Nag Hammadi belgeleri ise söylencelerin toplandığı bir derlemedir’ diyor. Dan Brown’un Da Vinci Şifresi kitabında önemli yer tutan Magdalalı Meryem adına Yeni Ahit’te 12 kez rastlanıyor. İsa peygamber, çarmıha gerildiğinde müritlerinden sadece Magdalalı Meryem orada bulunmaktadır. Öldükten sonra Hz. İsa ile ilgilenen yine Meryem’dir. Hıristiyan öğretisine göre Hz. İsa’nın göğe yükseldiğini de üç gün sonra mezarını ziyaretine gittiğinde fark eden de yine kendisidir. Gnostiklere ait ‘kayıp’ kutsal belgelerde Hz. İsa ile Hz. Meryem arasında daha yakın bir ilişki bulunduğuna dair işaretler bulunmaktadır. Güçlü bir lider ve düşünür olarak Hz. İsa’nın diğer havarilere vermediği sırlarını Magdalalı Meryem’e aktarmış olabileceğine dair de iddialar mevcut.
Hıristiyanlığın temel doktrinine göre Hz. İsa asla evlenmedi, çarmıha gerildi, dirildi ve göğe yükseldi. Dan Brown’ın ‘Da Vinci Şifresi’ ise Hıristiyanlığın temel inanç doktrininden çok daha farklı. İsa’nın ölümlü olduğu, evlendiği, çocuk sahibi olduğunu öne sürüyor. Leonardo da Vinci, Kutsal Kase’nin sırrını saklayanlardan biri ve Santa Maria delle Grazie Kilisesi’nin duvarında bulunan ‘Son Akşam Yemeği’ freskinde bu gizemin anahtarını ele veriyor. Hazreti İsa’nın 12 havarisiyle birlikte ekmek kırıp şarap içtiği bu freskte sağ yanında oturan kişi bir erkek değil, kızıl saçları, narince kıvrılmış elleri ve göğüsleriyle bir kadın. Yani Magdalalı Meryem. Peki İsa’nın son akşam yemeğinde şarap içtiği Kutsal Kase nerede? Kase freskte görünmüyor. Ama,, aslında görünüyor. Meryem olarak. Kase ya da kadeh aslında bir kadınlık sembolüydü. Kutsal Kase, kutsal dişiyi ve kilise tarafından tamamen yok edilmiş olan tanrıçayı temsil ediyordu. Kadının hayat verebilme yetisi bir zamanlar kutsaldı fakat, erkek egemen kilisenin yükselişine tehdit oluşturuyordu. Bu yüzden kutsal dişi şeytanlaştırıldı ve ona günahkar dendi.
Son Akşam Yemeği’nde İsa ile Meryem bir çiftti. İkisinin evli olması, bekar İsa’dan çok daha mantıklıydı. Çünkü İsa bir Yahudi’ydi ve Yahudilerin sosyal kültürü yetişkin bir erkeğin bekar kalmasını yasaklıyordu. Bu sebeple İsa evli olmasaydı İncil ayetleri bundan mutlaka bahsederdi. Nag Hammadi yazıtlarında da ‘Ve Kurtarıcı’nın yoldaşı Magdalalı Meryem’dir’ diye geçiyor. Ve Aramice’de ‘yoldaş’ kelimesi eş anlamında kullanılıyor. Hz. İsa, çarmıha gerildikten sonra Meryem’e ne oldu? İsa çarmına gerilirken hamile olan Magdalalı Meryem, doğmamış çocuğunun güvenliği için kutsal topraklardan kaçar, gizlice Fransa’ya gelip Yahudilerin arasına sığınır ve kızı Sarah’ı dünyaya getirir. Hz. İsa’nın nesli Fransa’da gizlice çoğalır ve Merovingian soyu oluşur ve onlar Paris’i kurarlar…Dan Brown’ın Da Vinci Şifresi’ne göre ‘Sion Tarikatı’ bu sırrın koruyucusudur.
Son Yorumlar