Kadim Çin’in Mistik Sırrı: Shaolin Tapınağı Rahipleri
Shaolin öğretisi kadim Çin’in mistik sırlarından birisi ve tüm savaş sanatlarının da kaynağı. Örneğin en bilinen savunma sporlarından biri olan Kung Fu, Shaolin Kung Fu’nun bir alt öğretisi. Uzun zaman, uzun yol, güç, silah, maharet, sevgi, erdem gibi anlamları içeren ve gerçek bir savaş sanatı olan Shaolin Kung Fu’yu Çin’de bile çok az usta biliyor. Shaolin Rahipleri’nin bu sanatı inançları gereği çok gizli tutuyorlar. Rahipler, bu savaş sanatını dış dünyadan saklayarak sadece bu sanatı hak ettiğine inandıkları insanlara öğretiyorlar.
5’inci yüzyılda kurulan Shaolin Manastırı tarih boyunca birçok kez yıkılıp yeniden yapıldı. Batuo (Fotuo ya da Buddhabhadra) tarihin ilk Shaolin Manastır başrahibi olarak Budizm’i yaymak için 464 yılında Hindistan’da Çin’e gelen bir Dhyana ustasıydı. Shaolin Manastırı’ndaki rahipler tarafından uygulanan Shaolin Kungfu teknikleri, dövüş sanatını yepyeni bir düzeye taşıyor. Shaolin rahipleri gücünün sadece ve sadece zihinlerinden geldiğine inandıkları için, eğitim sırasında bedenleriyle neredeyse sınırsızca her şeyi yapabiliyorlar. Hareketlerinin tasarımı ve düzenlenmesi eski Çin tıbbi bilgilerine dayanıyor ve insan bedeninin hareket kuralına riayet ediyor. Teknikleri denge, güç, dayanıklılık ve kendini savunma becerisi üzerine kurulu. Neredeyse hiç geri çekilmeden akıl almaz seviyelerde acıya dayanabiliyorlar. Bu rahipler, bedenlerinin dayanabileceklerinin ruh ve zihinlerine ait gücün “semptomları” olduğuna inanıyorlar.
Shaolin Rahiplerinin en büyük amacı, tüm dünyevi zevklerden kendilerini arındırmak ve “Shaolin Kung-Fu” sanatını en üst seviyede pratik edebilmektir. Asırlar öncesine dayanan bu sanat Shaolin Rahipleri tarafından kendilerini yaşamın tüm kademelerinde güçlü kılabilmesi adına geliştirdikleri, insanoğlunun içinde var olan gücün dışa yansımasıdır.
Shaolin, Çin kökenli Kung Fu’nun ana dallarından biridir ve bu sanatın birçok versiyonu ve kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Bu sanatla uğraşanlar, 6 yaşından itibaren gönüllü olarak ShaoShi adlı dağa çıkarak burada yaşamlarını sürdürürler. Pirinç, tavuk ve hayatı devam ettirecek bütün gıdaları kendileri yetiştirir. Günde 5-6 saat çalışıp günün diğer zamanlarını ibadet ederek geçirirler. Sabahları 05.00’de güne başlayıp öğlenleri 2 saat uyurlar. Akşam da 19.00 da gün biter. Bu sanat sadece erkeklere özgü bir sanattır ve kızlar bu sanatın içinde yer alamazlar. 800 yıllık bir eczanesi bulunan Shaolin Tapınağı’nın rahipleri, Song Dağı’ndan topladıkları bitkisel özlerle şifa dağıtıyor. Eczane 1217’de Zhilong adlı bir rahip tarafından kurulmuş. Bu eczanede çeşitli bitkisel ilaç bulunuyor. Bitkilerin tamamı Çin’in beş ünlü dağından biri olan Song Dağı’ndan temin ediliyor. Song Dağı’nda yüzlerce bitki yetişiyor. Bunlardan 13 tanesi, “Shaolin’in 13 Şifalı Bitkisi” olarak biliniyor. Bu bitkilerden bazıları Caesalpina sappan, Angelica sinensis, Davallia mariessi Scirpus fluviatilis, Corydalis yanhusuo ve Rosa banksiae.
Efsanevi Shaolin manastırı Henan vilayetinde bulunur. Bu manastır Doğu felsefesinde önemli bir rol oynayan ruhani ve Budist bir merkezdi. Shaolin Kung Fu’nun temelleri burada atılmıştır. MS 500 yılında Hintli rahip Bodhidharma, Buddha’nın 28. varisi, Himalayaları geçerek Çin’e geldi ve bu manastıra yerleşti. Burada Chan Budizmini yaymaya başladı. Dokuz yıl meditasyondan sonra Bodhidharma, diğer adıyla Çinli Da Mo, 18 farklı fiziksel hareket ve nefes tekniği geliştirdi. Bu teknik, rahiplerin rahatlamasını ve zihinsel olarak da uyanık kalmasını sağlıyordu, aynı zamanda günlerce yaptıkları meditasyonla başa çıkmalarına yardımcı oluyordu. Böylece diğer sayısız savaş sanat tekniği ile birlikte Shaolin Kung Fu’nun temellerini atmış oldu. Da Mo’nun öğretilerine göre, savaş sanatı saldırı için değil, sağlıklı akıl ve vücut için kullanılmalıydı. Bodhidharmas felsefesinin esasları, disiplin, ıslah, vücüt kontrolü ve en başta insan hayatına saygıydı. Senelerce Shaolin rahipleri sanatlarını geliştirdiler. Savaş teknikleri genelde hayvanların savunma tekniklerinden uyarlanmıştı. Bu yöntemle, monkey, dragon, tiger gibi farklı savaş teknikleri ortaya çıktı.
Shaolin Tapınağı 495 yılında kuruldu. Burası Chan (Zen) Budizminin Çin’de kurucu tapınağı olarak biliniyor. Budizm’in bir kolu olan Chan’in ortaya çıkışı Buda’ya kadar gidiyor. Geleneğe göre, Dharma öğretisini Gautama Buda’dan ilk alan kişi Kasyapa idi. Buda, bir vaaz esnasında hiçbir şey söylemeden elinde bir çiçek tutuyordu, öğrencilerden hiçbiri bu Çiçek Vaazı’nın ne anlama geldiğini anlamadı, sadece Kasyapa gülümsedi. Bu gülümseme, hikmetin söze gerek duyulmaksızın aktarılmasını simgeliyordu. Bu öğreti, Kasyapa’dan 27 nesil sonra Bodhidharma tarafından Çin’e getirildi ve Dharmaparyaya kelimesine Çincede chan karşılığı verildi. Günümüzde bu öğreti Zen Budizm’i adıyla biliniyor. Bodhidharma’nın tapınaktaki rahiplere fiziksel eğitim vererek burada Kungfu’nun başlamasına vesile olduğu rivayet ediliyor. Yine efsaneye göre Bodhidharma, tapınağın yakınında bir kayalığa çekilir, yüzünü bir taş duvara dönerek saatlerce, günlerce, aylarca meditasyona dalarmış. Gölgesinin zamanla karşısındaki kayaya işlediği ve silinmez bir iz bıraktığı söylenir…
Bu bize hakszlik neden kizlara bu eğitimi vermiyor………….😡😡😡😡😡
Dünya zevklerinden uzak duruyorlar… Keşişler de uzak durduğu için kadın yetiştirmiyorlar. Sanırım kadın görmek bir çağrışım sebebi onlar için.
Kel kungfucu kadınlar görmek ilginç olurdu. 😉
Shaolin rahibesi mi olmak istiyorsunuz Bahar Hanım?
Türkiyede egitimi yok shaolinin gençler kungfu hiç yok aslinda
BODHİDHARMA , İNSANLIĞIN ( İÇSEL ) SIRRINA ERİP ! , 4 ELEMENTİ KEŞFEDİP , NASIL KULLANILACAĞINI ÖĞRETTİ. SAYGIYLA ANIYORUM. İYİKİ VARSIN.