Vampir Hastalığı Nedir? Kan İçme İsteği Nedenleri
Vampir miti dünyanın birçok yerinde yer etmiş ve efsaneler kitaplar, filmler ile popüler kültürün de bir parçası olmuştur. Her ne kadar hikâyelerdeki vampirlerin gerçekliği kanıtlanmamış olsa da günümüzde düzenli olarak insan kanı içen insanlar gerçekten var. 15. Yüzyıl sonlarında insan kanı içmek bir tedavi yöntemiydi. Bu yöntem daha sonra epilepsi tedavisinde kullanıldı. Kanın fiziksel dünya ile ruhlar alemi arasında bir köprü olduğuna inanlıyordu. 15. yüzyılda Papa 8. Innocentius ölüm döşeğinde iken onu iyileştirmek umuduyla üç genç erkeğin ölünceye kadar kanı akıtılıp daha sıcakken ona içirildiği biliniyor. Çeşitli sebeplerle insan kanı içmek 18, 19. yüzyıllarda da sürdü ve bu alışkanlık günümüze kadar geldi. Kanı içen insanlar artık topluluklar oluşturuyor. Vampirizm gruplarına -girenlerin bir bölümü fiziksel güç peşindeyken bir kısmı da tümüyle psikolojik nedenlerle kan içiyor. Donörlerden kan alan bu modern vampirlerin her ne kadar popüler kültürdeki vampir imajı ile bir alakaları olmasa da kan tadı bir süre sonra dürtüsel bir açlığa dönüşüyor. Görüşülen modern vampirlerin hiçbir sağlık sorunlarından dert yanmasa da Kaliforniya Los Angeles Üniversitesinden Tomas Ganz enfeksiyon riskine dikkat çekiyor. Kan içme ihtiyacının sebebi olarak bazı vampirler, bir tür sindirim sorunları olabileceğini düşünüyor. Ancak mental bir sorun olabileceğini de kabul ediyorlar.
Bilim ve tıp vampirliği reddediyor. Vampirlerin, içinde bulundukları durumun gerçekliğini şiddetle savunmalarından etkilenen bir grup bilim adamı, bunun bir akıl sağlığı bozukluğu olabileceği olasılığını araştırmaya başladı. De Sales Üniversitesi’nde adli psikoloji profesörü olan Dr. Katherine Ramsland birkaç yıl önce ‘Vampir Kişilik Bozukluğu’ terimini türetmişti. Ramsland, kendisini ‘gerçek vampir’ olarak tanımlayanların delüzyona dayanan bir akıl hastalığı yaşadığını varsayıyor. Vampir inanışının kökeninde, porfiria olarak bilinen bir hastalığın olduğu da ileri sürülmüştür. Porfiria hastalarında görülen hemoglobin eksikliğine bağlı kansızlık, eski çağlarda bazı hastaların kan içmelerine neden oluyordu. Aynı zamanda hastaların dış görünüşünü de etkliyordu. Derinin çok soluk renkli görünmesi, ışığa duyarlılık, hastalık sebebiyle floresan özellikte bazı maddelerin dişlerde birikmesi ve diş etlerinde aşırı çekilmeler gibi belirtilere yol açıyordu.
Glyndwr Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Emyr Williams’a göre “Birleşik Krallık’ta 15 bin vampir bulunuyor. İngiltere’de “gizli bir iletişim ağı” ile belli aralıklarla bir araya gelen 15 bin “vampirin” yaşadığını söyleyen William, vampirlerin “efsane” olmadığını, toplumların bu insanların varlığını kabul etmesi gerektiğini belirtti. Williams, “Bu insanları deli, ya da kötü olarak tanımlamak istemiyorum. İlginç insanlar ama bence ruhsal bozuklukları yok. Bu kişiler sadece psikolojik olarak kan tüketmeye ihtiyaç duyan kişiler” dedi. ABD ve Avustralya’daki alt kültürlerle ilgili okuduğu bir makale sonrasında “vampirlerin dünyasına” ilgi duymaya başladığını söyleyen Williams, vampirlerin “tapınak” olarak adlandırdıkları yerlerde bir araya gelip, belirli kurallar çerçevesinde düzenlenen ayinlerde kan içtiklerini ifade etti.
Louisiana Devlet Üniversitei’nde araştırmacı olan John Edgar Browning, New Orleans’taki “gerçek vampir” topluluğu üzerine araştırma yürütüyor ve insanların kan emme alışkanlıkları dinsel bir ritüel mi yoksa fetiş mi diye sorguluyor. Önceleri bu insanların gerçekle kurgu arasındaki çizgiyi karıştırdığını ve fazla vampir romanı okuduklarını düşünüyordu. Ama sonraları fikri değişti. Bu insanların çoğu ne paranormal olaylara inanıyor, ne Drakula hayranlığı yapıyor, ne de psikolojik sorunlar sergiliyor. Aksine yorgunluk, baş ağrısı ve bıçak saplanırcasına bir mide ağrısına neden olan bir sağlık propleminden mustarip bu insanlar bu sorunlarını ancak insan kanı içerek giderebildiklerine inanıyordu.“Sadece ABD’de bunu yapan binlerce insan var ve bunun bir rastlantı veya geçici bir heves için olduğunu sanmıyorum” diyor Browning. Bu kişilerle konuşurken kan içme ihtiyacının ergenlik döneminde baş gösterdiğini öğrenmiş. Bu insanların ortak yakınmaları ise aşırı yorgunluk, baş ağrısı ve mide krampları imiş. CJ kod adlı bir vampir kadın ise bağırsaklarındaki sorunu bir bardak kan içerek tedavi ettiğini iddia etmiş. Benzer şikayetleri olan Kinesia ise kan içtikten sonra vücudunun ağrılardan kurtulup zindeleştiğini, zihinsel melekelerinin de arttığını söylemiş. İki hafta kadar devam eden bu durum, kan ihtiyacı belirince yeniden eski duruma geri dönüyormuş. Kan içme ve verme iki tarafın rızasıyla gerçekleşiyor. İki taraf düzenli kan tahlilleri yaptırarak herhangi bir bulaşıcı hastalık olmadığından emin oluyor. Kan doğrudan vücuda atılan kesikten emilecekse emen kişi öncesinde ağız temizliğini de yapıyor.
Almanya’da son dönemde insan kanı emen vampir sayısında büyük bir artış yaşandığını belirten Dr. Mark Benecke, “Son dönemde ülkede vampir enflasyonu yaşanıyor” diyor. Alman Bild gazetesi bu konuyla ilgili olarak vampir tarikatına üyesi 39 yaşındaki Rafael’le görüştü. Almanya’nın Bavyere eyaletinde yaşayan ve bilgisayar uzmanı olarak çalışan Rafael, “Benim gibi 150 kişi var. Birbirimizi vücudumuzdaki yaralardan tanıyoruz çünkü biz birinin boğazını ısırarak kan emmiyoruz. Jiletle el veya ayak bileğini keserek, oradan gelen kanı emiyoruz. Bazıları kanı bir bardağın içine doldurup içiyor ama ben doğrudan yaradan içmeyi tercih ediyorum ” dedi. Kan içme hastalığına yakalanan ve “vampirizm” belirtisi gösteren 23 yaşındaki bir Türk genci ise, tıp literatürüne girdi. Journal of Psychotherapy and Psychosomatics dünyanın ilk vampiri olduğu tespit edilen 23 yaşındaki bir Türk’ün tıbbi hikayesine yer verdi. Yaşadığı “dissosiyatif kişilik bozukluğu” rahatsızlığı sebebiyle kan içme hastalığına yaklanan ve “vampirizm” belirtisi gösteren genç dünyanın ilk resmi vampiri oldu. Makaleye göre, hasta hayatında geçirdiği birkaç travmatik deneyimden sonra kan içmeye başladı ve bu artık kendisi için nefes almak gibi bir ihtiyaç haline geldi. Önce kendini sonra da başkalarını yaralayıp kanlarını içti. Çaresiz kalan gencin babası çareyi kan bankasından kan satın almakta ve vampirlik özelliği taşıyan oğluna getirmekte buldu.
Güney Afrika’daki KwalaZulu-Natal Üniversitesi’nin Klinik Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Richard Hift, genetik olan hastalığın porfirilerin vücutta birikmesi sonucu ortaya çıktığını ve farklı tipleri olduğunu söylüyor. Hastalık asırlar öncesine dayanıyor ancak son yüzyıl içinde önemli veriler elde edildi. Tıp kaynakları tarandığında porfiriya hasta sayısının çok daha az olarak gösterildiğini söyleyen eden Richard Hift, hasta sayısının aslında daha fazla olduğunu, ancak hastalık hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan doktorların yanlış tanı koyabileceğine dikkati çekti. Temel olarak genetik olan hastalığın demir yüklemesi, fazla alkol tüketimi durumlarda tetiklenebileceğini de belirten Hift, dünyada 50 yaşından sonra porfiri tanısı alan hastalar bulunduğunu ifade etti. Hangi belirtileri gösteriyor? 3-4 gün bazen 1 hafta süren karın ağrıları tekrarlayabilir. Ciltle ilgili semptomlar oluşabilir. Yüz, el, sırtta lekelenmeler, cilt kalınlaşması görülebilir. Çocukluktan ergenliğe geçerken ciltte aşırı duyarlılık söz konusudur. 15-20 dakika güneşte kalma reaksiyona, yanmaya yol açabilir. Huzursuzluk da önemli bir belirtidir. Hastalığın farklı çeşitleri var ve bazı vakalar çok ağır. Hatta ağır vakalarda vücut gelişimi bozukluğu olabiliyor. Ellerde şekil bozukluğu, yüzde tüylenme, ışığa karşı aşırı hassasiyet gelişiyor. Özellikle bu hastalıktan muzdarip çocuklar gündüz değil, akşam saatlerinde dışarı çıkmak istiyor. Hastalık tam olarak bilinmediği için doğru tanı da konulamıyor.
ABD’li bilim adamlarının gerçekleştirdiği deneyler ise vampir efsanelerinin kökenine dair bilgi sağlayabilir. Stanford Üniversitesi’nde yapılan ilk deneyde yaşlı ve genç farelerin dolaşım sistemleri birbirine bağlandı. Ayrıca yaşlı farelere düzenli olarak genç farelerin kanı enjekte edildi.”Nature” adlı dergide yayınlanan deney sonucunda kan nakli yapılan yaşlı farelerin beynin aktivitelerinin ve hafızalarının güçlendiği ayrıca yaş sebebiyle zayıflamış olan koku alma yetilerinin de eski keskinliğine kavuştuğu görüldü. Araştırmayı yürüten ekibin başında bulunan Tony Wyss-Coray, konuyla ilgili yaptığı açıklamada benzer bir deneyi Alzheimer hastaları üzerinde gerçekleştirmeyi umduklarını belirtirken, “Sanki genç kanıyla yaşlıların beyni yeniden şarj oldu” dedi. Harvard Üniversitesi’nde yapılan diğer bir deneyde ise yine genç farelerden alınan kanın enjekte edildiği yaşlı farelerin kas gücünün iki kat arttığı saptandı. Araştırmacılar kas gücündeki artışın genç farelerin kanında bulunan GDF11 proteinine bağlı olduğunu belirtti.
Bu bazı yerlerde vc17 virüsü olarak çıkıyor bazen de porfiria bunun gerçek adı nedir
Bence vampirler eskiye dayalı bir topluluk.ne vürüs nede kan içmek.drakula efsanesi vürüsde değil yada kan içme rahatsızlığıda.bu gerçek.yani vampirler gerçek
Bende haftada 1bilemedin 2 kere kan iciyorum ne yani ben vampirmi oluyorum simdi
Yok dediği şey şu aslında bir alışkanlık haline getir yani hafta da bir yada iki defa deil hergün iç kanı ama sana tavsiyemde yapma çünkü bu gerçek yani insanların gözünde ucube olarak gözükeceksin ne zaman bi insan görsen kan gelecek aklına sonra delireceksin en fazla 1 ay boyunca iç o zaman kesinlikle olur
VAMPİR OLMAK İSTİYORUM HAYATAN COK SIKILDIM NASIL VAMPİR OLABİLİRİM BANA BİR YOL GÖSTER ASIL YAPABİLİRİM
Bende
ilk olarak lütfen bana cevap verin abi canım bildiğin kan içnek istiyor vampir olmak istemekten değil sanki böyle ölcekmişim gibi hisediğim zamanlar çok fazla özelikle geceleri fazla uyuyamıyorum bu normalmi ve elimi kestiğimde bile istemsizce abartmadan içiyorum help…
hoşgeldiniz.
benim sevgilim bir vampir(hastası)..en başından alalım aramızda tam bir güven bağı oluşsun istiyorum bu nedenle en başından alacağım.
Ben Aylin Bodrumda doğdum fakat 5 yaşımda babam kondüktör olarak Almanya’ya atandı. Hiç bilmedigim bir ulke bambaşka bir dil. Elbette zor oldu ve almanları kafamda öyle bir…
Ben Aylin Bodrum’da doğdum.
İşte durum böyle olunca o çocuğa bakışım pek garip olduğu yönünde değildi .Ah… nasıl unutabilirim
Beyaz teni, güldüğünde mimik çizgileri beliren bir yüzü vardı.Fakat daha 7 yaşınday dı?Her şeyiyle garipti ama sonuçta türk değildi farklı özelliklerimizin olmasi garip degildir diye dusundum.Almandı çünkü ve kafamda öyle bir…
Ben Aylin. bodrumda Doğ dum.
Bernard’ın bana tıslamalarının sürmesi üzerine hiçibr şye yapmadim.Normal geliyordu ama bir gün ablama ondan bahsederken(bernard ilk crushım)
Tısslarken gözlerinin elalaşması ve tısladıktan sonraki tükürüğüne muhtaçmışçasına yutkunurken yeni yeni beliren ademcik elmasının ne de güzel olduğunu aşık aşık anlatıyordum ki,, benden çok da büyük olmayan ve bu tarz şeylere fobisi olan ablam çığlık atarak kafasını penceremizin önündeki kaktüsümüzün bulundugu saksinin içine kafasini sokmaya kalktı. Şok olmuştum.Ablam bunu uzun süredir yapmıyordu! (en son kedimiz celassio’nun kum kabına sokmuştu kafasını.)(4 yaşındaydı)Bu olay sonucu ablamın sağ gözüne tam 32 küçük 6 büyük diken saplandı.o gözü artık görmez oldu…Psikiyatristimiz Anikka olmasa almancayı tam sökememiş olan bizler ne yapardık tanrı aşkına! ablama birkaç hafta sonra neden böyle yaptığını sorduğumda bana susmamı,yoksa boynumu koparacağını söyledi.
Bu arada Bernardla bir olay daha yaşamıştık. Ablam hastanede iken annemle eve gelmiş meşeden yapılma *gıcırtılı* ağaç kulübeme kaçarak ağlıyordum. Bernard yanıma geldi,kahretsin ağladığımı görmüştü.Ya o da ağlarsa??!11Bir saniye neden yanımda belirmeden önce hiç gıcırtı sesi duymamıştım…Kafam çok dağınıktı fakat o gıcırtı sesini duymamak büyük babama yakışır bir şey olabilirdi ancak.Evet evet,büyükbabam! Bu gıcırtılı merdivenler taa onun kalmıştı(büyükbabam almanyada yaşamıştı) Ah kusuruma bakmayın uzattım…o anı yaşar gibi oldum bir an.
Bernard bana gülümsedi,biraz türkçe öğrenmişti
Kardeş kanı ister misen? dedi bana,sivri dişlerini çıkarmayı atlamadan gülümseyerek. Bi an anlamadım? Kan kardeşi olmakmı istiyordu almanlarda da var mı ki bu neyse araştırmış gelmiş dedim. Sorularımı bastırırcasına robotlaşmış bir hamleyle ağaç kulübeden kıvrılmış sivri bir tahta parçasını kopardı. Bileğine var gücüyle bastırdı ve kanıyordu.Kopkoyu kırmızı bi kan.Nyese bana da yapti aynisini ama boynuma dişiyle. bn tepkisiz kalamadim zırladım falan neyse aman.
Alışkanlıktan olacak biraz derin kesti boynumu. Düzelecegk dedi bana ve boynumu emmeye başladı
burayı geçelim mi:)
5 yıl sonra Bernarddan ayrılmam gerekti çünkü annem hıçkırmaya başlamıştı.ağlamaktan hıçkırırdı.ama annem göz yaşı değil kan ağlıy…
Ben Ayli
N bdorumda
Doğdmİ,.
California’ya taşındığımızda 15 yaşındaydım.Epey farkındalık ve kıpır kıprılık dolu bir yaş;) Jacob ile orada tanıştım.Birbirimize her şeyi anlatacak kadar yakındık. Bana do you have a fetish which is used on you already? dedi. ben de almanyada olanları ve buna alışınca boynumu emdirmeyi sevdiğimi söyledim.Jacob dondu.ama gözleri alev alev yanıyordu
neys…
Jacob vampirlik hakkında epey bilgiye sahipti çünkü dediği kadaı o da bir vampirdi oana inandım.İyi ki de inanmışım yoksa katy pery fanı Melissa’ya kaptiriyodum cocugu eww. 5 yıl geçti jacoba turkiyeye tasınmak istediğimi söyledim.Biricik sevgilim benimle geldi ve Adanada bir duzen oturttuk.
Şimdi AZRACIM sana bizde işlerin nasıl ilerlediğini,Jacobın kan ihtiyacı için ne gibi yöntemlere başvurduğumuzu söylemek istiyorum.
Başlarda direkt boynuma abanırdı fakat mosmor oldu boynum.kabuk tuttu hep ve soluklaştı.Bunun üzerine Californiadan doktor arkadaşım Melissa’ya(evet katy perry fanı olan) haber yolladım bu konuda haklarımız nedir falan öğrenmek için.
Türkiye ile iletişime geçti kız ve her ne kadar Jacob için ”tedavi”ye başlansa da Kızılay kişisel kan bağışını kabul etti. Her hafta iki kez en yakın kızılay birimine gidip kanımı veriyordum.Ama artık başım dönüyor ve bayılıyordum bu yüzden ayda 1 kez kan verdim gerisi kızılay yetkililerin kanıyla halloldu.Hatta ekstra kan verdikleri oluyor.Onlar da bu durumdan zevk almaya başladı.Araştırabilirsin:hijyenik sadizm.
İşte böyle canimm bu sene evlenecektik fakat covid yuzunden seneye artik.Cok mutlu bir iliskimiz var
Seni özledim Bernard,çünk…
Ben Aylin, Bodrumda doğdum.
Peki ya sen?